23 Nisan 2008 Çarşamba

kendi kendine nişan alan bir sniper idim savaşın kenarında

bana
artık bana inanmadığını söyle artık
çünkü ben uzun zamandır söyleyemiyorum sana nasıl da inanmadığımı
nasıl da yalandan güldüğümü
nasıl da sıkıldığımı dinlerken

bana
artık bütün bu saçmalıktan bıktığını söyle
çünkü ben bıktım her sabah tenime işlemiş aynı pislikle uyanmaktan
ışıl ışıl güneşin içimi umut dolduruyormuş gibi yapmasından
aynı hayalleri tekrar tekrar kurmaktan

bana...

artık beni sevmediğini itiraf et!

adrian...adrian...

7 Nisan 2008 Pazartesi

(dis)infected with AlcohoL

hiç durmadan günlerce yağmur yağsın isterdim dünyanın heryerinde

herşey altüst olsun

hiç durmadan birileri üzülsün üzülsün...

artık kimse bir şemsiyeye ihtiyaç duymasın mesela

gökgürültüsünden ninnilerimiz olsun

bütün dünya bütün insanlık bütün ruhlar temizlensin

artık sona yaklaştım gibi cümleler kurmak istemiyorum

ben sondan geçtim...

ama her yanıma batıp duran hayal kırıklıkları içindeyim

ne zaman birini çeksem etimden kanar kanar...


sondan geçip birşey bulamayınca başa dönmek...

bu nasıl bir felaket

bitmeyen bir düşün içinde uyanamamak

ya da bir türlü rahat bir uyku uyumadan günlerce uyanık dolanmak

ne fark eder ki

gerçek ile hayal arasında

ne bir duvar ne bir ince çizgi ne de ağırlaşan göz kapakları var

hangi rüya yeterince gerçek değildi ki

ya da yaşanmış hangi anı artık bir hayal

etini hissediyor olman neyi değiştirir...


hiç durmadan günlerce yağmur yağsın isterdim dünyanın heryerinde

bütün zihinler bütün bedenler bütün toprak uyuşsun

ve bir daha uyanmasın...