18 Aralık 2007 Salı

edebi ölçüzülüğün edepsiz komedyası

uyurken sırtıma hırkamı örtündüm, doğal olarak gtüm açıkta kaldı deseydin daha açıklayıcı olurdu ki ben bu mesajı yazmandan önce yukarıda bahsettiğim durumdaydım, bu nedenle verebileceğim en iyi yanıt bu şimdilik, çünkü tekrar denemeyi ama bu sefer yatağın üstünde değil içinde uyumayı düşünüyorum, bu deneyim sonucu durumu tekrar gözden geçirip bir şey yazar mıyım yoksa önemli bir şey yok sadece bu sefer gtümü de örttüm mü derim bilemem, bu tamamen uykunun verimine bağlı da olabilir ama sanki gtün durumu da en az ortam sıcaklığı kadar uykunun olası veriminde etken. zaten rüyamda iblislerle uğraşırken aniden istem dışı bir şekilde bismillah dedim sonra da hasktir ne diyorum lan ben dedim kendi kendime ama hemen sözümü geri alıp gelin lan aq duum iblisleri diyebildim neyseki. bir de yanlışlıkla doğru otobüse binip yanlış bir yere gidecekken tam doğru durakta ama yanlış bir yerde inerek son anda rüyanın haddinden fazla uzayıp rutin konusundan tamamen sapmasına engel oldum ama şimdi bütün bunları anlatacak değilim çünkü bütün bunları yazarken rüyayı hatırlamaya çalışıyordum ve parça parça geliyor aklıma tekrar uzanıp bunu düşünerek senaryoyu hazmetmeyi ve yeni bir alice harikalar diyarında da buluşmak üzere uykuya dalmayı istiyorum, hatta istedim ve şu an gidiyorum ama aynı anda hem yazıp hem gidemeyeceğimden aslında gitmiyorum ki tam o anda aslında ve esasında kelimeleri arasındaki kavramsal benzerliğin yine de cümleye anlamsal bir fark katmasının nasıl kozmik bir olay olduğunu düşünmek içten içe ruhumu kemiriyor.
uykudayken acıkması bir insanın uykundayken doyması kadar garip olduğu kadar doğal değil mi ki sence de.
iyi geceler

nerede, ne yapıyor olursanız olun aslında her an aklınızda başka düşünceler yok mu sizin de...

20 Kasım 2007 Salı

çapraz sosyal evren

çapraz ateş arasında kalmış bir kurbanın en depresif anıdır birden bütün seslerin susması. o an av ve avcı arasındaki ilişki, dünyayı güneşin yörüngesinde tutmaya çalışan hayali bir çelik halatınki kadar gergin ve kırılgandır. herhangi bir canlının ömrüyle kıyaslanabilecek bir süresi de olamaz o anın.

hayat çapraz ateş altında kalınmışçasına yaşanan bir olgudur
düşman belirsizdir belki ama birilerinin düşmanı olmak kaçınılmazdır
çünkü hayat düpedüz bir savaştır.

yaşam mücadelesinden bahsetmiyorum tabii ki
maymunların en kıdemlisi olmak birkaç fazla muzdan başka ne kazandırır ki baş maymuna.

işte ben tam bu seslerin sustuğu andayım şimdi
bütün hayatımı yönlendiren düşünsel akımlar ve bu akımlardan uydurduğum yeni akımlar ve bu yeni akımların içinde bulanan zihnimin kendi derinliğinde karaya vurmasıyla apaçık bir düzlükte çırılçıplak ortadayım

sesler sustu
gerilim an be an artıyor
ilk hangi yöne bakmam gerek bilmiyorum
bu an ne kadar sürer düşünemiyorum...

-----------------------------------------------------------

sosyal toplumun sağlığı ve bu sosyal toplum güruhu içindeki bireylerin en doğal güdüsü olarak türünün devamı için tanrısal bir objeye dinsel bir inançla bağlanması şüphesiz ki insanı hayatta tutan yegane düzenbazlıktır, bütün inançlar aslında putperestliktir desem yeridir belki de.
yine de her dinsizi ve her tanrı tanımazı da ayakta tutan bir takım inançsızlıklar vardır agnostisizme rağmen, ne de olsa kimse inanmasa bile bu umurunda olmaz aslında tanrının ve yeterli bir ölçüdür bu inanmamak için. tek kurtuluş kendinin tanrı olduğuna inanmasıdır daha da doğrusu bunu anlamasıdır insanın

işte ben tam bu inançların bittiği andayım şimdi
insanın tanrıya inanmamasından daha kötü olan,
insanın artık kendine inanmamasıdır
ben kendime olan inancımı yitirerek en büyük günahı işledim

sesler sustu
tanrısallık adım adım uzaklaşıyor
artık neye inanmam gerek bilmiyorum
inançsızlık...ölüm...huzur...deliriyor muyum...

-----------------------------------------------------------

evren kaosun içinde yükselen tabanı ve zirvesi belirsiz bir iskambil kulesidir ve insan kaosu tanımlayabilecek bir yapıya sahip değildir, bunu kabullenemeyecek kadar bencil ve isyankardır sadece, düzensizliğin sebebi kavrama yeteneği yada yeteneksizliğidir, aslında düzensizlik düzenli bir şekilde devam etmektedir kendince, evren bütün bu karmaşanın içinde sırf yıkılmaya müsait olduğu için kendi başına bir düzendir

işte ben tam bu kaosun orta yerindeyim şimdi
atıl bir şekilde ne kadar yararlı olurum yada çabalarım ne kadar hasar verir ben bütün bunların ortasında sadece bir gözlemci olarak var olabilir miyim tepkimeden zamanla

sesler sustu

kaos başlangıç mı yoksa son mu bilmiyorum
süreç ileri mi geri mi anlamıyorum
her şey bittiğinde

sadece her şey bitmiş olacak...umuyorum...

18 Eylül 2007 Salı

exaybachay

lütfen yaşıyorduk, sanki hangi kelimeyi hangi kavramı doğru anlamında kullanmışsak
hayatı bile doğru anlamında kullanamıyorduk
tasasız, apaçık ve açık saçık ve imalardan uzak bir sevgi sözcüğü bile yerleştiremiyorken yazılara
insanları bile birbirine düşürebilecek kutsal kitaplara kadar girmiş bir çelişki dolanırken ortalıkta
hani bir yerlerinde dürüstçe "yanılmışım insan hakkında" deseydi tanrı
sırf dürüstlüğünden inanabilirdim belki bir şeylere.
oysa bu satırların başı ne olmalıydı ya da ne olmamalıydı kime neyi ifade etmeliydi
her cümlenin her kelimenin arasında gizli anlamlar mı olmalıydı
başlığa daha havalı bir şeyler mi düşünmeliydim
neyin peşindeydim, neyin peşindeydim, neyin peşindeydiniz.
peki ben beni rahatsız edebilecek kadar kalabalığım da siz kaç kişiydiniz
yazarak kendime mi acıyorum, kendimi mi acındırıyorum, dikkat mi çekmeye çalışıyorum peki
peki ya yazmadıklarım, yazamadıklarım...ki bunu söylerken bile ajitasyon yerli yerinde…
ikincil anlamlardan uzak saf bir hayat istiyorum
sabah sabah yoldan geçenlerin gözlerinin içine bakıyorsam bundan bir anlam çıkarılmasın istiyorum
sabah sabah yoldan geçenlerin gözlerine içiyorsam bundan kime ne olsun istiyorum
gariptir bu şekilde hep üstümüze işedik altımıza sıçtık
ama bu böyle sürdüğü sürece birilerinin hep altımıza işediğinin üstümüze sıçtığının farkına varamadık
bir lambanın açık mı kapalımı olduğunu saatlerce tartışabilecek kadar iddialı ve saftık
şiirler bile yazıyorduk aldırmadan anlamlara

"porno konuş benimle

aklından bir lisan uydur

ve şarkılar söyle

saçma sapan bir dans uydur

üstün başın dağınık pijamalarınla sokağa çık bu sabah

bir demet ölü gül getir bana

aldırmadan kalabalığa"

kimsenin kimseyi incitmediği bir hayat istiyorum, şeffaflaşmış fikirlerle destekli,
lütfen yaşamaktan sıkıldım, lütfen yaşamaktan yoruldum
lütfen ölmek istemiyorum...
adrian...adrian...